Rinoplasti Nedir?

Rinoplasti burnu yeniden şekillendirme ve yapılandırma ameliyatıdır. Amaç burnu fonksiyonel ve estetik açıdan daha iyi hale getirmektir.

Burun, yüzün merkezinde yer alan ve yüz görünümünde çok önemli rolü bulunan bir organdır. Her burnun kendine özgü bir şekli vardır. Burundaki küçük değişiklikler bile yüz görünümünü etkileyebilir. İnsanlar genellikle, ideal olarak gördükleri burun şekline kavuşmak için rinoplasti ameliyatı olmak ister. Genel olarak kabul edilen oranlar ve yüzün bölümleri arasındaki uyum, güzel bir görünümün anahtarı olabilir. Çekici bir görünüme sahip olan bir çok insanın yüzünde bir uyum olduğu kabul edilse de, tüm insanlar tarafından benimsenmiş bir güzellik standardından söz etmek mümkün değildir.

Ameliyat öncesi görüşmenin en önemli faydalarından biri hastanın beklentilerinin ve cerrahın bu beklentilerin ne kadarını karşılayabileceğinin ortaya konulmasıdır. Hastalar genellikle sosyal, kültürel, toplumsal vb. etkilerle gelişmiş olan kendi güzellik algılarına göre hareket eder ve güzel bir burnun nasıl görünmesi gerektiğine dair içgüdüsel görüşleri vardır. Cerrahın ise zor bir görevi vardır: Hastanın, toplumun ve cerrahın bizzat kendisinin beğeneceği bir burun yaratmak. Cerrah, rinoplasti adayının dikkate aldığı noktaları belirleyerek hastasının gerçekçi beklentileri veya sıradışı görüşleri olup olmadığını anlamaya ve ameliyat öncesinde burunda düzeltilmesi gereken deformiteleri belirlemeye çalışır. Bunu yaparken kişisel yargılarını, belirli kuralları, oranları, açıları ve geometrik ilişkileri göz önünde bulundurur. Kıkırdakların yapısını, var olan izleri; hastanın yaşını, cinsiyetini ve cildinin karakterini değerlendirir. Estetik ve anatomik değerlendirmeler sonucunda ameliyat planını hazırlar, hastanın ideal bir buruna sahip olması için bu plana uygun tekniği seçer.

Anatomi

Burnun hem yatay hem de dikey planda yüzün ortasında bulunması onu cazibenin merkezi yapmıştır. Burun dıştan içe sırasıyla cilt, cilt altı, kaslar, kemik-kıkırdak iskelet, mukozadan oluşmuştur. Burun içerisinde orta hatta septum adı verilen kıkırdak ve kemikten oluşan bir duvar mevcuttur. Dış duvarlarında ise konka adı verilen ve solunum havasını ısıtıp nemlendiren işlevsel yapılar bulunur. Cilt kalınlığı rinoplasti sonuçlarını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Kemik-kıkırdak iskelet ameliyat sırasında değişir. İnce deri altındaki bütün değişiklikleri gösterir iken kalın deri yapılan değişikliklerin görülmesini engelleyebilir. Daha iyi bir sonuç için orta cilt kalınlığı en iyisidir.

Rinoplastide amaç nedir?

Ameliyatın ana amacı yüzünüzle uyumlu doğal ve daha iyi görünen bir burun oluşturmaktır. Her ameliyat daha iyi sonuç almak için yapılır fakat her ameliyattan mükemmel sonuç beklemek gerçekçi değildir. Ameliyatın sonucu sadece cerrahın yeteneğine ve deneyimine bağlı değildir. Hastanın yaşı, genel sağlık durumu, cilt durumu, kemik iskeleti, sigara içme, yara iyileşmesi ve anatomik yapısı ile de ilgilidir.

Hangi yaşta ameliyat yapılmalıdır ?

Rinoplasti genellikle 18 – 35 yaş arasındaki genç erişkinler tarafından talep edilen, 5 – 6. dekatlara kadar başarı ile uygulanabilecek bir ameliyattır. Burun tıkanıklığının ileri düzeyde olduğu durumlarda ameliyat daha erken yaşlarda da yapılabilir.

Rinoplasti zor bir ameliyat mıdır?

Evet, rinoplasti ameliyatı kolay bir ameliyat değildir. Rinoplasti yüz estetik ameliyatlarının zor olanlarındandır. Her yüzün kendine ait benzersiz karakteristiğine meydan okunur. Burun fonksiyonunu korurken ya da onarırken, yüzün bireyselliğine uygun olarak burun şeklini düzeltmek esas zorluktur. Başarılı sonuç iyi bir hasta hekim ilişkisi ile sağlanır.

Rinoplasti burundan nefes almamı etkiler mi?

Estetik bir burun elde ederken burnun fizyolojik işlevlerini korumak çok önemlidir. Bir başka ifadeyle, estetik görünüm için burnun ileri derecede önemli olan fonksiyonları feda edilmemelidir. Normal şartlarda rinoplasti burun tıkanıklığına neden olmaz. Nazal septum burnu iki eşit parçaya böler ve esas destek mekanizmayı oluşturur. Septum deviasyonu genetik nedenli ya da travma nedeni ile oluşabilir. Ayrıca yan burun duvarından kaynaklanan konkaların büyümesi de solunum problemlerine neden olabilir. Burun içini örten mukoza, allerji, sigara içimi gibi nedenlerle büyüyebilir, şişebilir. Tüm bu nedenler hastada burun tıkanıklığı oluşturabilir. Bu açıdan hastalar muayene edilmeli ve muayene bulguları hastaya anlatılmalıdır. Tıkayıcı tüm nedenler ameliyat sırasında düzeltilmelidir çünkü rinoplasti sonrası hava pasajı % 10-20 oranında daralmaktadır.

Ameliyattan önce fotoğraf çekilmeli midir?

Ameliyattan önce fotoğraf çekilmelidir. Cerrah ön bakış, 2 yan, 2 oblik ve tabandan olmak üzere 6 farklı yönden fotoğraflama yapar. Hastanın durumuna göre ek fotoğraflama yapılabilir. Ameliyattan 6 ay ve 1 yıl sonra tekrar fotoğraflamak gereklidir.

Ameliyattan sonra burnumun nasıl olacağını görebilir miyim?

Her cerrah ameliyatın tahmini sonuçlarını göstermek için farklı yol izler. Bu amaçla aynalar, elle yapılmış çizimler, doğal büyüklükte fotoğraflar ve bilgisayar programları kullanılabilir. Bilgisayar ortamı hastanın ve cerrahın fikirlerini paylaşabileceği, beklentilerin ve sonuçların üzerine uzlaşabileceği bir ortam sağlar. Bilgisayardaki görüntünü ameliyat sonrası durum ile ilgili kesin ve garantili bir sonuç veremez. Bunun hastalar tarafından bilinmesi gereklidir.

Rinoplasti sonrası yüzümde iz kalacak mı?

Rinoplastide iki ana yaklaşım mevcuttur. Endonazal (kapalı) ve eksternal (açık) yaklaşım. Endonazal yaklaşımda tüm insizyonlar burun içinden yapıldığı için ciltte yara izi oluşmaz. Eksternal yaklaşım getirdiği avantajlar nedeni ile popüler bir yaklaşım olmuştur. Bu yaklaşımda burun deliklerinin en dar yerinden geçen V şeklinde insizyon yapılır. Gözle görülür bir iz bırakmayan bu yöntem doktorların % 90 tarafından tercih edilmektedir. Deneyimli cerrahlar tarafından yapılan endonazal yaklaşım ile de iyi sonuçlar almak mümkündür. Sonuç olarak hangi yaklaşımın tercih edileceği tamamen cerrah ile ilgili olup hasta açısından bir olumsuzluğa neden olmaz.

Ameliyattan önce nelerden kaçınmalıyım?

En önemlisi aspirin ve benzeri kanamaya yol açabilen ilaçlardan içmekten kaçınmaktır. Ağrınız olursa parasetamol ya da asetaminofem kullanabilirsiniz. Sigara içmeyin çünkü nikotin kan dolaşımını bozarak yara iyileşmesini etkiler. Kan testleri, EKG ve akciğer filminizi çektirin. Ameliyattan bir kaç gün önce ve bir kaç hafta sonra alkol almayın çünkü konjesyona ve kanamaya neden olur.

Ameliyat nasıl yapılacak?

Hasta ve doktorun tercihine göre lokal anestezi altında, sedasyon eşliğinde ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ameliyat mevcut burun deformitesine göre 1 saat ve 6 saat arasında sürebilir. Cerrah yapmayı planladığı değişiklikleri hastasına detayları ile anlatmış olmalıdır. Endonazal veya eksternal yapılabilecek insizyonları takiben septum deviasyonu (burnun orta kısmındaki duvarın eğriliği) düzeltilerek ameliyata başlanır. Bu işlem fonksiyonel açıdan önem taşır. Septum deviasyonu düzeltildikten sonra ameliyat öncesinde yapılan plana göre tüm deformiteler tek tek düzeltilir. Burun sırtında hump (kemer) var ise çıkarılır, düzensizlikler giderilir, gerekiyorsa burnun kemik yan duvarları kırılarak burun sırtında gelişen açıklık kapatılır. Burun ucundaki kıkırdaklara yönelik müdahaleler yapılır. Septumdan elde edilen kıkırdaklar ameliyat sırasında çeşitli düzeltmeleri yapmak, dokulara destek olmak veya istenilen şekli vermek için kullanılır. Hasta daha önce başka bir burun ameliyatı geçirmişse ve burun içerisinde yeterli miktarda kıkırdak bulunmuyorsa bu kıkırdaklar kulak veya kaburgadan da elde edilebilir. Başlangıçta yapılan kesiler dikilerek kapatılır. Burun içerisine tampon yerleştirilebilir; bazı cerrahlar ameliyatın hemen sonrasında oluşabilecek sızıntının verdiği rahatsızlık hissini azaltmak amacıyla özel tamponlar kullanabilir. Burun sırtı flasterlenerek alçı veya özel kalıplarla korumaya alınır ve ameliyat sonlandırılır.

Ameliyattan sonra yapılması gerekenler

Ameliyat sonrası takip ne kadar sürecek?

Rinoplasti sonuçları önceden kestirilebilir bir ameliyattır. Burun dinamik bir organdır ve cerrah yara iyileşmesi sonrasında ve uzun dönemde burunun alacağı şekli önceden tahmin edebilir. Cerrah hastasını ilk 3 hafta daha sık olmak üzere hastanın ihtiyacına göre belli aralıklarla muayene eder. Rutin takip protokolü hastayı 6. hafta, 3. ay, 6. ay, 1.yıl ve daha sonra yılda 1 defa kontrol etmek şeklindedir. Bu protokol ile hasta ve cerrah beraberce ameliyat sonuçlarını değerlendirebilmektedir.

Kaynak: YÜZ PLASTİK CERRAHİ DERNEĞİ